Evet, hem de nasıl....
(Video ingilizce, ama altyazı seçme imkanı var)
Öğretmenler, erkek çocuk sahibi ana babalar, izleyin lütfen
Bazı erkek öğrencilere sınıfta yaramaz, azgın, haylaz vs vs gibi salak saçma sıfatlar takan öğretmenler.... Az biraz daha tolerans lütfen...
Aşağıdak video ingilizcedir, ve malesef henüz türkçe altyazısı hazırlanmadı.
Aşağıdak video ingilizcedir, ve malesef henüz türkçe altyazısı hazırlanmadı.
Ana baba olma gerçekleri
Rufus ve Alisa, evli bir çift ve 3 çocukları var. Gayet samimi ve dürüstler. Çocuk sahibi olma yolunda ilerlerken, çocuk sahibi olduktan sonraki pek sık dile getirilmeyen "tabu" olarak kabul edilen şeyleri hoş bir dil ile anlatmışlar.
buyrun izleyin (ingilizce)
buyrun izleyin (ingilizce)
La Fontaine aslında müslümanmış
Geçenlerde Fontaine ustanın yazdığı fabllardan birinin orjinal kopyasını buldum, sizlerle paylaşıyorum.
eyvahlar olsun köyüme gırismıs geldi....
eyvah ki, hem ne eyvah... ne istediniz o ağaçlardan, bu nasıl bir görsel işkencedir?
11,5 ay boyunca aynı yoldan huzurla geçerken buna ne gerek vardı şimdi?
11,5 ay boyunca aynı yoldan huzurla geçerken buna ne gerek vardı şimdi?
über TED
Bilen biliyor, bilmeyen öğrensin TED.com diye bir site var. ( bilmeyenler bu yazıyı okusun önce)
Şimdi bu TED i bir düşünün, bunun üstüne bal kaymak ekleyin, işte size RSA.
Hani Sir Ken Robinson un eğitim üzerine bir konuşması vardı, onu RSA formatıyla izleyin, izletin, anlatın, dağıtın.
Eti Puf
eskiden de bayılırdım, eşşek kadar olduğumda, fazla çakılmasın diye o koca kare 6x6 sıra olanları alır, üstüste katlardım, sıra sıra yerdim.
Neyse gelelim konumuza, bugün market alışverişinde tekrar takıldım reyona :) aldım 1 sıra :)
Atladım arabaya, beklemek olmaz, bir yandan araba kullanıyorum bir yandan da paketi açmaya çalışıyorum, ancak malesef nafile, arka köşedeki burdan açınız kısmından tutup çektiğinde, folyo 2 katman olarak ayrılıyor, ve şeffaf olan katman poşeti kapalı tutmaya devam ediyor, haliyle eti puf ulaşılamaz oluyor.
Çözümü basit, hemen bir diğer eti puf'un sivri köşesini ambalaja saplıyorsunuz voila işte artık, o yırtılan yere parmağınızı sokup, poşeti parçalayıp, eti pufunuza ulaşabilirsiniz :))
afiyet olsun.
Haydi yoldaşlar 1 Mayıs'ı kutlamaya gidiyoruz.
Arabada gidiyorum, radyo açık, reklamlar dönüyor. Birden çav bella müziği eşliğinde "haydi yoldaşlar..... 1 Mayıs işçi bayramını meydanlarda kutlayalımmmmmm" diye bir anons duydum. Tarih 3 Kasım, 1 Mayıs'a daha 6 ay var bu ne ola ki derken.... " işte size süper bir fırsat, 1 Mayıs işçi bayramını, Che Guevara'nın dolaştığı meydanlarda kutlamaya gidiyoruzzzzzzz. 1 Mayıs işçi bayramını Küba'da kutlamaya ne dersiniz, üstelik 8 taksit" demez mi.... Güleyim mi, ağlıyayım mı bilemedim. 1 Mayıs olması şart değil, umarım Küba'da tatil yapacak parayı bir köşeye ayırırım ilk fırsatta.
Kız babası olmak....
Bilmem farkettiniz mi, sıkça yayınlanan bir reklam firmi var bu aralar.
Hani kız babasına özel şöför muamelesi yapıyor.
Buyrun bir izleyin önce....
Niye bu reklam filminde bir kız kullanılmış peki?
Hemen söyliyim gerçekçi olsun diye. Bir erkek çocuk böyle birşey yapmaz, zaten kafası basmaz, akıl edemez, akıl etse de babadan sopayı yer zaten.
İşte kız çocuk babası olmak böyle bişey :)))
Hani kız babasına özel şöför muamelesi yapıyor.
Buyrun bir izleyin önce....
Niye bu reklam filminde bir kız kullanılmış peki?
Hemen söyliyim gerçekçi olsun diye. Bir erkek çocuk böyle birşey yapmaz, zaten kafası basmaz, akıl edemez, akıl etse de babadan sopayı yer zaten.
İşte kız çocuk babası olmak böyle bişey :)))
0.5 ucu olan ?
Hani hoca harıl harıl tahtaya birşeyler yazar ve sen de S.S. onları defterine geçirmek zorundasındır.İşte o an çıkıverir karşına, önce defterine minicik bir uç düşer, ondan sonra etkisiz "tık" "tık" sesleri.
Basarsın basarsın, ama nafile, yeni uç çıkmaz.
Tahtaya bakarsın, hoca hala tam gaz yazıyor, hatta üstten silemeye bile başlamış.
Etrafındakilere bakarsın, anlamsızca bir tahtaya bir deftere bakıp yazmaya devam ediyorlar homur homur.
o sessizlikde "0.5 ucu olan?" diye seslenirsin. Zira sınıfta söz almadan ancak bu cümleyi kurmana izin vardır.
Hiç ses çıkmaz, kimsecikler o uç kutusundan bir tek uç çıkartmanın verdiği zahmete katlanmak istemez, hele bazıları tüm uçları kalemin iç haznesinde saklarlar, kapağı çıkar, metal uç içeren silgiyi çıkar, kalemi ters çevir dikkatlice, ordan bir uç seç, arkadaşına uzat, silgiyi geri tak, kapağı geri tak, oooooo ooooo çok geri kalırsın çok.
Baktın kimseden ses çıkmıyor bu sefer, "0.5 ucu olup da vermiyenin" dersin :)
seni umursamayan, homurdanarak tahtayı deftere geçiren zaati muhteremlerden biri, kafasını 35-40 derece sağa çevirir, ağız burun hafif yamultulur, ve az önce bulunamayan o mukadder 0.5 uç S.S. temin edilir.
işte ben bu zamanları özledim a dostlar :)
kalın sağlıcakla....
iki resim arasındaki 9 fark
Hani milliyet çocuk ekinde falan olurdu ya, "iki resim arasındaki 9" farkı bulun oyunları...
Acayip taktikler geliştirmiştim, enine satır satır resim tarama, dikine satır satır resim tarama, diyagonel satır satır resim tarama falan...
neyse işte iki resim?
bulun bakalım farkları.
Acayip taktikler geliştirmiştim, enine satır satır resim tarama, dikine satır satır resim tarama, diyagonel satır satır resim tarama falan...
neyse işte iki resim?
bulun bakalım farkları.
GDO lu mısırlardan üretilmiş, kabını yemek içini yemekten daha faydalı mısır gevreği ( ben izmirliyim mısır gevreği diyorum, istanbullular mısır simidi mi diyor ki? )
bence aradaki farklar: bir tarafta sabır, mutluluk ve huzur, öte yanda acele, ve mecburiyet.
neyse, sizin son resminiz böyle olsun :)
gülü sevmek - diken ?
dün sabah uyandım,
kahvaltılık alışverişi falan, neyse melemen yine yalan oldu, birşeyler atıştırdım, sonra evde 4 dönüyorum ne yapsam diye. Aslında aklımda temizlik var, ama erteledim... :) 2 tane tek kişilik yatak üstünü kaplayacak kadar kaldırılacak yıkanmış çamaşır var, onu da erteledim... çünkü çoook sıcak.
Spor yapıp boşuna enerji harcıyacağıma, bahçede bişiiler yapayım dedim.
Dünkü zeytinlerle olan maceram o kadar hoşuma gitti ki, sabah alışverişinde 7,5 Litrelik bir bidonumtrak bişii aldım. Sonra başladım zeytin toplamaya... 1 zeytin tirilaylommm, 2 zeytin tirilaylommm... :P
oldu mu sana koca kapta zeytin. Oturdum bahçede ağaç gölgesine, kırdım hepsini bir güzel... ola ki bunlar güzel birer zeytine dönüşürse, işi daha da abartma planlarım var :)))
neysecime hızımı almışken bahçeye girişeyim dedim, sarkmış bir dolu dallar falan, eski iş arkadaşlarım bilirler, çok pis ağaç budarım :) aldım testereyi, bayaaa bir ferahlattım ortalığı. Ondan sonra sıra geldi zambakların hakkına tecavüz eden begonvile... hay bulaşmaz olaydım. o kadar çok dikeni var ki anlatamam... ellerim, kollarım delik deşik oldu. Hadi onu geçtim yere düşen dalların birine terlikle bastım, diken terliği delip, ordan ayağımın altına girdi.
Dedim kendi kendime, bu ne küstahlık be begonvil? bunun için mi suladık seni bunca zaman... Hadi gülü seven dikenine katlanır.., katlanalım peki, severiz gülü, ama ya sen, heryerin koca koca diken, bidolu başka bitkinin tepesine çöreklendin, çiçeklerin dökülür, her yere saçılır, battal boy koroplast çöp torbasına sığmaz...
Dikensiz onca güzellikler varken değer mi begonvil tarafından delik deşik olmaya....
hadi neyse seviyoruz seni....
kahvaltılık alışverişi falan, neyse melemen yine yalan oldu, birşeyler atıştırdım, sonra evde 4 dönüyorum ne yapsam diye. Aslında aklımda temizlik var, ama erteledim... :) 2 tane tek kişilik yatak üstünü kaplayacak kadar kaldırılacak yıkanmış çamaşır var, onu da erteledim... çünkü çoook sıcak.
Spor yapıp boşuna enerji harcıyacağıma, bahçede bişiiler yapayım dedim.
Dünkü zeytinlerle olan maceram o kadar hoşuma gitti ki, sabah alışverişinde 7,5 Litrelik bir bidonumtrak bişii aldım. Sonra başladım zeytin toplamaya... 1 zeytin tirilaylommm, 2 zeytin tirilaylommm... :P
oldu mu sana koca kapta zeytin. Oturdum bahçede ağaç gölgesine, kırdım hepsini bir güzel... ola ki bunlar güzel birer zeytine dönüşürse, işi daha da abartma planlarım var :)))
neysecime hızımı almışken bahçeye girişeyim dedim, sarkmış bir dolu dallar falan, eski iş arkadaşlarım bilirler, çok pis ağaç budarım :) aldım testereyi, bayaaa bir ferahlattım ortalığı. Ondan sonra sıra geldi zambakların hakkına tecavüz eden begonvile... hay bulaşmaz olaydım. o kadar çok dikeni var ki anlatamam... ellerim, kollarım delik deşik oldu. Hadi onu geçtim yere düşen dalların birine terlikle bastım, diken terliği delip, ordan ayağımın altına girdi.
Dedim kendi kendime, bu ne küstahlık be begonvil? bunun için mi suladık seni bunca zaman... Hadi gülü seven dikenine katlanır.., katlanalım peki, severiz gülü, ama ya sen, heryerin koca koca diken, bidolu başka bitkinin tepesine çöreklendin, çiçeklerin dökülür, her yere saçılır, battal boy koroplast çöp torbasına sığmaz...
Dikensiz onca güzellikler varken değer mi begonvil tarafından delik deşik olmaya....
hadi neyse seviyoruz seni....
üretmek lazım - çekiçte zeytin
21 Ağustos, cumartesi. Hava yine yine çok sıcak, uyandım, bişeyler yemek lazım.
Zaten hafta içi kahvaltı etmiyorum, haftasonu melemen süprizi kendime, ama hem çok sıcak, hem de evde ekmek yok. Arabaya atla, ekmek al vs.... passs. belki yarına.
Knorr kremalı tavuk çorbası, ama bişeye benzemesi için biraz destek lazım.
evdeki kabaklar, domates, havuc doğranır, zeytinyağı ile hafif çevrilir, üzerine soğuk su, üzerine toz knorr kremalı tavuk, bir güzel karıştırılır ki topak olmasın, üstüne de biraz tel şehriye.
Aslında 5 dk da oluyor da bu katılan kabak ve havuçları katur kutur yememek için biraz daha fokurdamasında fayda var.
bu sıcakta 2 tas çorba... severim çorbayı... yaz kış hayır demem.
eee sonra? hadi biraz dizi ile evde yaymaca... persons unknown s01e09 kalmış izlenmedik, ha sonra bir de entourage s07e06. ( bu arada turtle in ithal ettiği avion marka tequilalar süper gözüküyor, alemler ise apayrı...:)
ee sonra, dön dolan, bahçeyle uğraşsam çook sıcak... pencerden bakınırken hergün arabamı altlarına parkettiğim zeytin ağaçlarını gördüm. Üstlerinde de bayaaaa çok zeytin var. Aklıma rahmetli dedeciğim geldi. Evinde, mermerin üstünde soda şişesiyle zeytin kırar, acayip süper zeytinler yapardı.
Dürtüldüm bir şekilde hadi deniyim dedim.
3 tane farklı ağaç var. Aslında biri baya devasa ve yaşlı bir ağaç, diğerleri fide gibi henüz.
işte bahçedeki ağaçlar.
Evet yanlış görmediniz tepedeki de tandem yamaç paraşütü
Her birinde de farklı boylarda zeytinler var.
hepsini koydum bir kaba, yıkadım,
Zaten hafta içi kahvaltı etmiyorum, haftasonu melemen süprizi kendime, ama hem çok sıcak, hem de evde ekmek yok. Arabaya atla, ekmek al vs.... passs. belki yarına.
Knorr kremalı tavuk çorbası, ama bişeye benzemesi için biraz destek lazım.
evdeki kabaklar, domates, havuc doğranır, zeytinyağı ile hafif çevrilir, üzerine soğuk su, üzerine toz knorr kremalı tavuk, bir güzel karıştırılır ki topak olmasın, üstüne de biraz tel şehriye.
Aslında 5 dk da oluyor da bu katılan kabak ve havuçları katur kutur yememek için biraz daha fokurdamasında fayda var.
bu sıcakta 2 tas çorba... severim çorbayı... yaz kış hayır demem.
eee sonra? hadi biraz dizi ile evde yaymaca... persons unknown s01e09 kalmış izlenmedik, ha sonra bir de entourage s07e06. ( bu arada turtle in ithal ettiği avion marka tequilalar süper gözüküyor, alemler ise apayrı...:)
ee sonra, dön dolan, bahçeyle uğraşsam çook sıcak... pencerden bakınırken hergün arabamı altlarına parkettiğim zeytin ağaçlarını gördüm. Üstlerinde de bayaaaa çok zeytin var. Aklıma rahmetli dedeciğim geldi. Evinde, mermerin üstünde soda şişesiyle zeytin kırar, acayip süper zeytinler yapardı.
Dürtüldüm bir şekilde hadi deniyim dedim.
3 tane farklı ağaç var. Aslında biri baya devasa ve yaşlı bir ağaç, diğerleri fide gibi henüz.
işte bahçedeki ağaçlar.
Her birinde de farklı boylarda zeytinler var.
küçük - orta ve iricene
hepsini koydum bir kaba, yıkadım,sonra başladım soda şişesinin arkası ile kırmaya.
sonra yıkadım bir güzel, birdaha, birdaha...
1-2 günde bir sularını değiştirmem gerekiyor,
sonra....
sonrasını ben de merak ediyorum.... :)
ismi didikle
MERT Türkiye'de en çok kullanılan 190. isim (... 188. yalçın, 189. gülşah, 190. mert, 191. rıza, 192. akın, ...). Ülkemizde yaklaşık her866 kişiden birinin adı MERT ve ismin yaygınlık oranı binde 1.15.
MERT adının yaygınlık oranının Türkiye'nin resmi nüfus sayımı sonuçları ve günlük ortalama nüfus artış hızına orantılarsak ülkemizde 19-06-2010 13:51 itibariyle yaklaşık 84,550 kişinin isminin MERT olduğu ve MERT isimli kişi sayısının her yıl ortalama 1367kişi arttığı tahmini yapılabilir.
MERT adının Amerika Birleşik Devletindeki yaygınlık oranı ise bir milyonda 4.27 civarında ve bu hesaba göre ABD'de yaklaşık 1,323 MERT yaşadığı tahmin edilebilir. ABD'nin nüfus istatistikleri dikkate alındığında Amerikada MERT sayısı her yıl 11 kişi artıyor.
MERT Türkiye'nin en yaygın 190. ismiyken, Amerika Birleşik Devletinde en yaygın 190. ad ise Curtis ismi. MERT adının yakın kullanım oranına sahip diğer Amerikalı isim kardeşleri arasında 188. Lynne 189. Andrea 190. Curtis 191. Karl 192. Ali isimleri de sayılabilir. "İsmiDidikle.com'dan alınmıştır" yazılarak ile bu ilginç, doğru ama gayet de gereksiz bilgi serbestçe dağıtılabilir ve kopyalanabilir.
internette bişiiler ararken, başka şeyler bulup ona takıldığınız olur mu arada?
neyse bana oluyor, işte ben de bu http://www.ismididikle.com u buldum
istiyorsanız size kısa bir özet geçeyim :)
BİHTER Türkiye'de en çok kullanılan 751. isim
BEHLÜL Türkiye'de en çok kullanılan 1983. isim
POLAT Türkiye'de en çok kullanılan 858. isim
tahmin ediyorum ki bihter ismi bu sene ciddi bir düşüş içerisinde olacak. :0
didikleyip de isminizi bulamazsanız merak etmeyin, demek ki çok sipeşıl bişeysiniz.
istiyorsanız size kısa bir özet geçeyim :)
BİHTER Türkiye'de en çok kullanılan 751. isim
BEHLÜL Türkiye'de en çok kullanılan 1983. isim
POLAT Türkiye'de en çok kullanılan 858. isim
tahmin ediyorum ki bihter ismi bu sene ciddi bir düşüş içerisinde olacak. :0
didikleyip de isminizi bulamazsanız merak etmeyin, demek ki çok sipeşıl bişeysiniz.