bigün şöyle bişey oldu, ortaokul yılları, Yeni Foça'da bizim eski evin arkasındaki koyun birindeyiz. O zamanlar oraları bomboşşş, kuş uçmaz, kervan geçmez. Koyların isimleri ise 1.koy, 2.koy, 3.koy gibi ...... n.koy şeklinde ilerliyor. Galiba 3.koydayız. Neyse o aralar deniz kestanesi çıkartıp, kırıp, içindeki yumurtalarını yemek pek bir moda. Kızlar ilk başta iyyyyk miykkk etse de sevenler vardı aralarında. Neyse ben sudayım, maske ile kestanelere bakınıyorum. Dişi olanları bulmak lazım, nasıl anlıyoruz dişi olanlarını? dikenleri ve rengi koyu ama çok koyu bordo gibi olanlar dişi, simsiyah olanlar da erkek. Dişiler genelde kayaların altında falan sotelenirken, erkek olanları mal gibi kayaların üstünde, meydanda durur.
Elimde ince bir taş parçası, kayaların altından söküp kıyıya atıyorum. Sonra biriktirip kırıyoruz ve yumurtaları afiyetle yiyoruz. Birtane daha buldum, kıyıdan biraz uzaktayım, epeyce bir gerilip atmam lazim, ama bu arada benim kendi elime batma ihtimali de var. Neyse gerildim gerildim ve kestaneyi fırlattım. Bizim Deniz ise kıyıdakileri toparlıyordu, benim fırlattığım deniz kestanesinin kıyıya ulaşamıyacağını farketti ve bir basball top yakalıyıcısı gibi suyun içerisinde zıpladı ve kestaneyi havada yakaladı, veya kestane onu yakaladı :) çok ilginç bir manzaraydı, Deniz elini kapamadığı halde kestane avuç içine saplanmış duruyordu :)
hala guleriz, neşeyle anlatırız.
Biraz bilgilendirme:
Deniz kestanesi yumurtaları
Bizim zamanımızda yoktu oyle kameralar youtube falan, ama adamlar yapmış işte o da burda.
0 comments:
Post a Comment