üniverste mi? gercekten gerekli mi? bölüm III SON

Bigün okulda, kız yurdunun ön tarafında bir ilan gördüm. Çocuklarla çalışmasını seven bilgisayar öğretmenleri aranıyor tadında birşeydi. Yeri de yakın sayılır, etiler alkent.
Görüşmeye gittim sintia adında çooook çok süper bir bayan :) Neyse konuştuk ettik, daha sonra ben ve benim gibileri bir eğitime tabii tutacaklarını, ardından seçim yapacaklarını bildirdiler.
Eğitimler başladı, murat ve emine öğretmen orda zaten çalışıyorlardı, yeni başvuranlar ben, zeynep ve meltem idik. (cık cık cık etmeyin cümle içinde büyük harfe karşıyım)

Eğitim süreci süperdi, belli ki bu işin bir kitabı var. Mekanın ismi futurekids. Futurekids tüm dünyada bu işin franchisını dağıtırken, nasıl pazarlanacağını, nasıl öğretmen seçileceğini falan hem öğretmiş, hem de koca bir klasör manuelini hazırlamış.
Telefona cevap vermeden, ders hazırlamaya, velileri tavlamaktan, iletişim tekniklerine kadar hayatımdaki çok önemli birçok bilgi ve beceriyi burada öğrendim. Tekrar teşekkürler sintia :)

Sonra ufaktan bir değerlendirme yapıldı ve ben seçilenler arasındaydım. İşimi o kadar çok seviyordum ki, birçok kez okulu ekip, futurekids de zaman geçiriyordum. Hatta itiraf etmeliyim ki final sınavlarına bile girmeyip, burada ders verdiğim, çocuklarla zaman geçirdiğim zamanlar olmuştur. ( bölüme 1. girdiğin 2 yıllık okul nasıl 5 senede bitirilir? işte böyle )

Bu yazı dizisi çok uzadı, kafamda başka şeyler de var yazmak istediğim, o yüzden toparlıyorum artık. Başlığımız neydi? Üniversite mi? gerçekten gerekli mi?

Hayır kesinlikle gerekli degil. Benim bugünkü bilgi, beceri, sosyal ilişkiler vs vs vs ne konuda olursa olsun, edindiğim tecrübelerin hiçbirinin üniversite ile alakası yok. Sadece benim için geçerli değil daha birçok insan için de bu böyle - eğer doktor falan olmuyorsanız - .

İşte bu yüzdendir ki ben bu memlekette öğrenimden sorumlu insan olsam, liselerin tamamini meslek lisesi haline getiririm. Ne koç ne de sabancı grubunu severim, ancak koç grubunun "meslek lisesi, memleket meselesi" sloganına şapka çıkartırım. Evinize gelen tesisatçı, çilingir, mesek lisesi mezunu olsa, kabloyu soydugu gibi yere atmaz, tamam ablam hallederiz diye işi savsaklamaz. Her konu ama aklınıza gelebilecek her konu ile ilgili meslek liselerine memleket olarak çok acil ihtiyacımız var. Aşçılık, garsonluk, seracılık, hayvancılık, veterinerlik, evde hastabakıcılık, dadılık, suculuk, ekmekcilik, pidecilik, kasapçılık, sekreterlik, çaycılık, makyözlük, ayakkabıcılık, çöpçülük, kapıcılık...... sonu yok.

hadi yine bir altaylı edası ile bitireyim yazımı, çok uzadı şiştim artık...

ne zaman adam oluruz?
meslek liselerini, amele yetiştiren yerler olarak görmediğimiz zaman.

son birşey, şimdi aklıma geldi, yazmazsam çatlarım.
ders verdigim, ve çok sevdiğim marsel bey birgün birşey dedi bana.
Bak mert dedi, bu okul, tahsil mahsil hikaye, sen cebindeki potluğa bak dedi.
Durum budur, bosverin kariyeri, üniversiteyi, mutluluğunuza ve cebinizdeki potluğa bakın...

0 comments:

Post a Comment

 
Copyright 2009 bigün şöyle bişey oldu. Powered by Blogger
Blogger Templates created by Deluxe Templates
Wordpress by Wpthemescreator